Sanal kumar, toplumun her kesiminde büyüyen bir tehlike olmaya devam ediyor. Özellikle mobil uygulamalar aracılığıyla herkesin cebinde bir kumarhane taşıması, bu alışkanlığın kolayca yayılmasına neden oluyor. Kamu çalışanları arasında ise bu tehlikeli eğilim daha yüksek bir oranda görülmekte.
R.D. kamu işine girdikten sonra hayat standardını yükseltmiş ancak bir süre sonra sanal kumar tuzağına düşmüş. Cep telefonuna indirdiği uygulamalar aracılığıyla kaybettikçe telafi etmeye çalışan R.D, tefecilerden borç alarak içinden çıkılmaz bir borç sarmalına sürüklenmiştir. Sonuç olarak işini kaybeden R.D, tefecilerin tehditleriyle baş başa kalmıştır.
T.Y ise bir kamu kurumunda yönetici olarak çalışmakta. Arkadaşlarından duyduğu sanal kumar hikayelerine inanarak o da bu tehlikeli alışkanlığa kapılmış. O da kaybettiğini kurtarmak isterken önce maaşı kaybetmiş. Maaşını yerine koymak için kredi çekmiş ama kendini kontrol edemeyerek onu da kumarda oynayarak kaybetmiş. Ödenemeyen krediler banka sicilini olumsuz etkileyip, yeni kredi kapılarını kapatınca, bu sefer de aileden ve iş arkadaşlarından alınan borçlarla kumar oynamaya başlamış. T.Y’de de yolun sonu tefecilere çıkmış. Tefecilere ödeyemediği borçları tehditleri, tehditler de yakın çevreye hatır için çektirilen yeni kredileri doğurmuş. Bu sefer kendi düştüğü çukura, çektirip de ödeyemediği krediler yüzünden çevresindeki herkesi çekmiş. En son yuvası dağılmış. Eşi kendisini terkedip gitmiş.
Bu hikayeler, sanal kumarın sadece maddi değil, aynı zamanda sosyal ve psikolojik olarak da hayatları nasıl mahvettiğini gözler önüne seriyor. Herkesin cep telefonunda taşıdığı bu kumarhane, zaman içinde kişileri ve ailelerini felakete sürükleyebiliyor. Toplumun genelinde bu alışkanlığa karşı farkındalığın artırılması ve önleyici adımların atılması büyük bir önem taşıyor.