CHP’de aday belirleme süreci çok sancılı başladı. MYK’dan PM’ye giden isimler kulislere düşer düşmez İzmir’de hareketlenmeler başladı. Gönlündeki kişiyi aday göremeyenler ya da ilçe dışından atanan adaya itiraz edenler, ilçe binaları önünde toplandı. İtirazların en gür seslendirildiği yer ise Çiğli oldu. O gece Çiğli’de siyasetle ucundan kıyısından ilgili olan herkes gecenin geç saatlerine kadar yoğun bir telefon trafiğinin içindeydi. Kimdi bu Uygar Yıldırım? Nerden çıkmıştı? Kimin adamıydı?
Açıkçası ben de daha önceden kendisini tanımıyordum. Partide belediye başkanlığı, il yöneticiliği, ilçe başkanlığı yapmış isimler dururken, bu genç adamın aday olarak açıklanmasının altında ben de derin bir siyasi ilişki arayanlardandım. Malatyalı olduğuna göre Veli Ağbaba’nın adayı mıydı? Kemal Bülbül’e bağlama çaldığı için DEM kontenjanından atanmış olabilir miydi? Yoksa partideki bir grup çıkar odakları genç bir adayı başkanlığa getirip, arka planda belediyeyi kendileri mi yönetmek istemişlerdi?
Herkes bunları düşünedururken, Uygar Yıldırım hızla seçim büroları açıyor ve Çiğli kamuoyuna “rahat olun, ben verilen bu görevin layığıyla üstesinden gelirim” mesajı vermeye çalışıyordu.Ona göre bu iş tamamdı. PM’de adı açıklanan adayın değişeceğine inanmıyordu, çünkü CHP geleneklerinde böyle bir şey yoktu. Ama yanıldı… Yönetebilir miydi yönetemez miydi orası ayrı bir konu. Ama bir gerçek var ki; 32 yaşında gencecik bir çocuk, gururuyla oynanarak, ağır bir travma yaşatılarak ortada bırakıldı.
Partinin üst kurulları elbette aday belirlerken çeşitli kriterleri uygular, ince eler sık dokur, en iyisini bulmaya çalışır. Genel Merkez erteleyip durduğu karar verme süreci sonrası Uygar Yıldırım’ın adını açıkladı. Eğer Uygar en doğru aday değildiyse, Parti Meclisi neye göre karar verdi?
Uygar Yıldırım hemen sahalara indi, bir kaç mahallede seçim ofisi açtı, hatta seçim ofisi açılışına il yöneticisi de katıldı, ekip kurdu, tebrikler aldı, İl Başkanlığı’ndaki “belediye başkanları toplantısına” davet edilip eğitim verildi vs… Sonra “pat” diye adaylıktan çektiler. Peki Uygar Yıldırım’ın suçu neydi? 100 yıllık partisinin ciddi kurumsal kimliğine güvenmek mi? “Onur Emrah Yıldız neden aday yapıldı” diye sormuyorum, “Uygar’a yaşattıkları bu travmayı nasıl telafi edecekler” diye soruyorum. Çünkü bunun sorumlusu kendileri, hatalarını telafi etmek de kendilerine düşer.
Bugün Uygar Yıldırım’ı arayıp sohbet ettim. Son derece moralsiz ama yine de “ben Genel Başkanımın vicdanına güveniyorum. Salı günü grup toplantısında tekrar benim adaylığı ilan edeceğine inanıyorum” diyerek kararın değişeceği umudu taşıyor. Uygar kırgın. Sohbetimiz sırasında samimi bir şekilde içini döktü;
Aday Adayları İçinde Tek Çiğli Doğumlu Olan Benim ama Bana İthal Aday Yakıştırması Yaptılar
Uygar Yıldırım- Ben bu ilçede gençlik kolları başkanlığı, il yöneticiliği yapmış biriyim. O gece bazı rant çevreleri ve onların güdümündeki bazı bankamatikçi belediye çalışanlarının bazılarıyla da birlikte görev yaptım ama benim ithal aday olduğum algısı yaratmaya çalıştılar. Oysa ki ben, adaylar içinde Çiğli doğumlu tek adaydım. Çocukluğumdan beri de Çiğli’de esnaflık yapıyorum. Çiğli’yi sokak sokak hepsinden daha iyi bilirim ama çıkar kaygıları insanlara böyle saçma sapan yalanlar söyletebiliyor. Benim bu partide yerime atadıkları adaydan daha çok emeğim var ama ben ithal adayım, o değil.
Erkan Akar Görevini Kötüye Kullandı. İlçe Başkanı Olarak Tarafsız Kalması Gerekirken, Taraf Oldu
Uygar Yıldırım- İlçe Başkanı Erkan Akar benim adaylığıma ilk dakikalardan itibaren karşı çıktı. Kendisini defalarca aradım, ama hiçbir aramama cevap vermedi. O gece teşkilatı sokağa çağırdı, sonrasında da üyelere “Çiğli adayı netleşmemiştir. Perşembe Günü Parti Meclisi’nde tekrar görüşülecektir” diye mesaj attı. Bir ilçe başkanı olarak tarafsız kalması gerekirken, o taraf oldu ve görevini kötüye kullandı. Parti Meclisi’nin kararını etkilemek için parti suçu işledi ve bunu açık açık yaptı. Hiçbir yaptırıma da maruz kalmadı.
Bazı Alevi Dernekleri Siyasete Bulaştı. Kuruluş Amaçları ‘Yol Sürmek’ken, Onlar Aday Belirlemek İçin Genel Merkeze Yol Sürdüler
Uygar Yıldırım- Benim yerime atanan Onur Emrah Yıldız’ın bir yakınının Merkez Yürütme Kurulu’nda görev aldığı bir Alevi Derneği var. Yanlarına bazı müteahhitleri alıp, Genel Merkez’e benim adaylığım üzerinden operasyon çekmeye gitmişler. “Biz Aleviler olarak bu adayı kabul etmiyoruz” diyerek kendi adaylarını dayatmışlar. Düşünebiliyor musunuz? Kuruluş amacı ‘yol sürmek’ olan, yani Alevilik inancını, kültürünü, felsefesini yaşatmak olan bir dernek, gece gündüz Genel Merkez’e yol sürüp, inancımızı kendi siyasi çıkarlarına alet etmişler. Ben de Alevi bir adaydım, bana neden sahip çıkmadılar o zaman? Ben Çiğli’ye dönüp ofisler açıp, seçim çalışması yapıyorken, bu dernekler müteahhitler, bazı aday adayları ve onların yandaşlarıyla Genel Merkez’de yatıp kalktılar ve amaçlarına ulaştılar; adaylığımı el birliğiyle gasp ettiler.
Veli Ağbaba’yla Hiçbir Akrabalığım Yok
Uygar Yıldırım- Benim de Malatyalı olmamdan dolayı “Veli Ağbaba’nın adayı” algısı yaratmaya çalıştılar. Benim Veli Ağbaba’yla hiçbir akrabalığım yok. Kendisi partimizin tek Malatya milletvekilidir, o yüzden her Malatyalı gini kendisine özel bir sempatim vardır. Kendisiyle hayatımda bir kez karşılaştım, onda da sadece selamlaşıp fotoğrafım çektirdim. Onun dışında oturup bir sohbet etmişliğim bile yoktur.
DEM’in Kontenjan Adayı Değilim
Uygar Yıldırım- Başta da dediğim gibi; ben bu partinin gençlik kollarında, il yönetiminde yer almış biriyim. Partinin her kademesinde emek harcamış, alın teri dökmüş biriyim. Nasıl DEM’in adayı olabilirim? Eski HDP milletvekili Kemal Bülbül’e bağlama çaldığım videoyu yayınlayıp bu algıyı yaratmaya çalışıyorlar. Kemal Abi birlikte Pir Sultan Abdal Derneği’nde birlikte görev aldığım, abim gibi gördüğüm, sevdiğim bir insandır. O da Malatyalıdır. Ama kendisinin aday gösterilmem konusunda herhangi bir çabası olmamıştır.
Ben TİKTOK Fenomeni Değilim. TİKTOK’un Ne Olduğunu Bile Bu süreçte Öğrendim
Uygar Yıldırım- O gece parti önünde beni küçümsemek için bana “Tiktok fenomeni” dediler ama ben TikTok’un ne olduğunu bile o gece öğrendim. İnstagram hesabımdan adaylık videoları çekmiştim, bunu da öyle rastgele yapmadım. Profesyonel bir ekiple hazırladık ve vermek istediğimiz mesajı da rastgele vermedik. “belediye başkanı böyle… gitar falan çalsın ya” diyorum ya, orda “başka bir şey çalmasın” demek istiyorum arka planda. Bunu bile anlamadılar. Aslında adaylığım açıklandığında beni arayıp “sponsorun olalım, propagandanı finanse edelim” diye para teklifi yapanlar bu mesajı gayet iyi anladılar ama kendilerini reddettiğim, “benim kimsenin finansmanına ihtiyacım” yok dediğim için bunu bile bana karşı kullandılar.
–