Kısa adı BASK olan, Bağımsız Kamu Görevlileri Sendikaları Konfederasyonu ve Birlik Sağlık Sen Muğla İl Başkanı Abdullah GÜL, “Muğla İl Sağlık Müdürü Mülayim, ‘Tek karar verici ben değilim, Sayın Valimiz talimat versin, önlem alayım’ derken, Sayın Valimizi aldatıyor mu, yoksa iftira mı atıyor?” sorusunu yöneltti.
GÜL Açıklamasında şunları söyledi:
“Deprem, en büyük tehlike olarak, ülkemiz gündeminin birinci sırasında durmaktadır. En son yaşanan yüzyılın depreminde on binlerce vatandaşımızı kaybederken, yaşanan ekonomik maliyet 2 trilyon liranın üzerindedir. Bu kayıpların nedenlerinin en başında, hakkında yıkım kararı olan hastanelerin faaliyette tutulması ve deprem anında şifa olması gereken hastanelerin, vatandaşlarımıza ve sağlık çalışanlarına mezar olmasıdır.
Tüm bu gerçekler ortadayken, ilimiz sağlığının başındaki kişinin, tüm uyarılarımıza rağmen, tam yedi ay geçmesine rağmen, hakkında yıkım kararı olan Menteşe Devlet Hastanesi için hala bir önlem almaması akıllara zarar bir durumdur. Bilim insanlarının düzenlediği rapora göre yıkılması gereken C Blok’taki acil servis ve tomografi, D Blok’ta ise palyatif servislerin hizmet vermeye devam etmesi, adeta faciaya davet çıkarmaktadır. Konuyu, TBMM’ye ve Valilik makamına taşısak da, bu konuda farklı bahaneler sunarak önlem almamakta ısrar eden Mülayim, hastanenin, Muğla halkına adeta mezar olması için çabalamaktadır.
Kendisine ve diğer otoritelere sunduğumuz çözüm önerisinde de ifade ettiğimiz gibi, Menteşe Devlet Hastanesi’nin poliklinik bölümü, çelik konstrüksiyon olması sebebiyle, depreme dayanıklı tek bloktur. Burada, küçük bir acil ve poliklinik hizmeti verilirken, ‘yataklı tedavi hizmetinin, yeni hizmete giren ve depreme dayanıklı Yatağan Devlet Hastanesi’nden karşılanması durumunda, vatandaşımıza sağlık hizmeti aksatılmadan devam edebilir’ dediğimizde, ‘uzak’ bahanesiyle bu teklife karşı çıkan Mülayim, Yatağan Devlet Hastanesi’ni lav ederek, daha uzak mesafede olan Sıtkı Koçman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin ek binası için bir ay gibi kısa bir sürede Bakanlıktan izinleri çıkartması manidardır. ‘İnsanlarımız ölmesin, yataklı hizmeti Yatağan Devlet’te verelim’ dediğimizde, uzak olan hastane, Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gelince nasıl yakınlaştı, akıl alır gibi değil.
Buradan, Sayın Müdür’e sormak istiyoruz! Önlem almak için, tıpkı İzmir’de, sokak ortasında elektrik çarpmasından kaybettiğimiz iki vatandaşımız gibi insanlarımızın ölmesi mi gerek? Halbuki çok uzak değil, daha geçen sene, Hatay’da, depreme dayanıksız hastanelerde yüzlerce insanımız can verdi. Kurduğunuz komisyon, böyle giderse, hastanenin durumu ile ilgili rapor yerine, orada son nefesini verecek insanlarımızın ölüm raporlarını yazacak!
Size soruyoruz! Komisyonunuz mu sizi oyalıyor, yoksa komisyonun aldığı karar mı sizi durduran? Bir ayda bir hastaneyi kapatıp başka bir hastaneye bağlama beceriniz, depremde yıkılır kararı olan Menteşe Devlet Hastanesi’ne gelince, aradan iki ay geçmesine rağmen neden işlemiyor? Sizi durduran ne? Bir deprem anında insanların ölmesinden daha önemli olan nedir sizin için?
İlimizde sorumluluk sahibi kurum amirleri, Menteşe Atatürk Stadı’nı ve Bayır İlköğretim Okulu’nu, depreme dayanıksızlık nedeniyle, bu konuda anında önlem alıp, kimsenin tırnağına zarar gelmeden tahliye edip, yıkıma başlamışken, bir doğal afette en önemli yer olan hastanede aynı önlemi almamanızdaki sebep nedir? Bu, en az benim kadar, Muğla halkının da merak konusudur.
Kendisi ile yapılan görüşmede, tek yetkilinin kendisi olmadığı bahanesinden öte, Cumhurbaşkanlığı’nı temsil makamı olan Valilik makamının da kendisine talimat vermediğini, Sayın Valimizin talimat vermesi durumunda ise anında karar vereceği bahanesiyle de Valilik makamını açıkça zan altında bırakması, akıl almaz bir durumdur.
Bu zihniyet asla kabul edilemez. Konunun sonuna kadar takipçisi olacağız. ”