Kafa TV’de yayınlanan bir programda konuşan ünlü tarihçi ve akademisyen İlber Ortaylı, Türkiye’deki sığınmacı sorununu ve bu sorunun toplumsal, kültürel ve sağlık üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Ortaylı, Suriyelilerin uyum sorunlarına ve kültürel farklılıklara dikkat çekti, Suriyeli sığınmacılarıların Türkiye ile uyumsuz olduğunu ifade etti.
Uyumsuz Olanlar Suriyelilerin Kendisi
İlber Ortaylı, Suriyeli sığınmacıların Türkiye’nin ahlaki ve kültürel normlarına uymadığını belirterek, bazı davranışların Türkiye toplumuyla uyumsuz olduğunu söyledi. Ortaylı, “Uyumsuz olanlar kim? Uyumsuz olan Suriyelilerin kendisi” diyerek, bu sorunun temelinde kültürel farklılıkların yattığını vurguladı. Örnek olarak, sığınmacıların Avrupa’ya geçiş çabalarına dikkat çekti. Ortaylı, “Botla Yunanistan’a geçiyorlar. Hava şartlarından o bot batmıyor, Yunanlılar vuruyormuş. Fakat her şeye rağmen geçen var. Böyle 550 bin yetim kalan çocuk var ortada. Bunlar kayıtlı sınır ötesinde. Öne yetim çocukları diziyorlar. Bu çocuklar sınırın ötesinde, anında organ mafyasının eline geçiyor,” diysığınmacı çocuklarınerek, sağlık ve güvenlik durumunun kritik olduğunu ve organ mafyasının bu durumu kötüye kullandığını belirtti.
“Bırakın Türk Toplumunu, Kendi İçinde Bile Uyumsuzlar”
Ortaylı, Suriye’nin çok sayıda etnik ve dini grup barındırdığını, bu durumun sığınmacıların Türkiye ile entegrasyonunu zorlaştırdığını da söyledi. Suriye’nin tarihi ve coğrafi yapısıyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Ortaylı, “Suriye coğrafyası uyduruk bir coğrafyadır. Ne Roma’da ne Osmanlı İmparatorluğu’nda böyle bir devlet yoktu. Eyaletler vardı: Halep, Kuzey Suriye, Antioch, Damaskus… Bu yapılar, modern Suriye’nin toplumsal yapısını oluşturdu. Şimdi bakın, Suriye’den gelen insanların Her şeyden önce mühim olan kendi dinleri ve mezhepleridir. Arapça konuşsalar bile çok büyük fark eder. Bir nusayri hiçbir zaman Arap’la kendini kandaş, soydaş, vatandaş hissetmez. Bu toplumlardan gelen bireyler, Türkiye’nin de kültürel ve toplumsal yapısına uyum sağlamakta zorluk çekiyor,” dedi.
“Sığınmacılara Önleyici Tıp Hizmeti Verilmesi Çok Yanlış”
Sığınmacılara verilen önleyici tıp hizmetinin dünyanın hiçbir yerinde olmadını söyleyen Ortaylı; “Bir de bunlara Preventive Medicine dedikleri önleyici tıp hizmeti veriliyor. Mesela sen çok zayıfsın ve seni alıp diyet tedavisi veriyorlar. Ya da mesela sedef döküyorsun ya da boyun çok uzun… Dünyanın hiçbir yerinde böyle uzun sürecek tedavilerle uğraşılmaz. Bunlar lüks şeylerdir. Başına taş düşmüştür, kaza geçirmiştir, bir yaralanmaya maruz kalmıştır, ancak bunlarla uğraşabilirsin.” diyerek tepkisini dile getirdi.
“Toplum Olarak Bel Kemiği Oluşmamış”
Ortaylı, Suriyeli sığınmacıların entelektüel potansiyelinin yüksek olduğunu ancak toplumsal yapılarının Türkiye ile uyumlu olmadığını beliterek; “Suriye’nin entelektüel sınıfını küçümseyemem. Şam balesi ve tiyatrosu vardır. Bu gibi kültürel değerler yüksek seviyededir. Ancak, bu toplumların genel yapısında eksiklikler var. Toplum olarak bel kemiği oluşmamıştır. Şımarıktır. İstedikçe ister. Vermediğin zaman da ayaklanır” dedi.
Sığınmacıların Türkiye ile Entegrasyonu ve Geri Gönderilme
Sığınmacıların Türkiye’de kalmasının mümkün olmadığını düşündüğünü de belirten Ortaylı; “Bu nüfusla Türkiye’nin bağdaşması mümkün değildir. Kendi memleketini savunamayan bir kitleyle ben niye vatandaş kitlesi yapayım? Ayrıca bu ülkeye gelen sığınmacıların, gelecekte orduya alınma gibi bir durum söz konusu olabilir mi?” şeklindeki sorularına da değindi. Türkiye’nin sığınmacılarla ilgili politikalarının gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti.