Geçtiğimiz günlerde İzmir Körfezi Bayraklı Sahili’nde kıyıya çupra ve levrek başta olmak üzere her boydan yüzlerce ölü balığın vurmasıyla oluşan deniz yüzeyindeki kirlilik ve pis koku tartışmalarına AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı deyim yerindeyse açtı ağzını yumdu gözünü. İzmir Büyükşehir Belediyesi Deniz Koruma Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından ölü balıkların toplanması hususunda geç kalındığını, kötü koku nedeniyle artan sineklerin hastalıklara davetiye çıkardığını aktaran Çankırı yazılı açıklamalarda bulundu. AK Partili Çankırı; “Etap etap toplanan balıklar nerede ve nasıl imha edilmiştir? Büyükşehir, ölü balık faciasını yıllardır temizlemediği körfezde yine göstermelik iki kulaç hareketi ile mi hafızalardan temizleyecek yoksa kendilerini sözde çevreci olarak nitelendiren ancak her defasında provokatör zeminde bir araya geldikleri takım arkadaşları ile mi poz vererek bu konuya açıklık getirecek? Kıyıya vuran ölü balık değil CHP’nin iş bilmezliğidir. Yerinde sayan İzmir, yönetime öfkesini kusmaktadır. ‘İşimiz gücümüz İzmir’ diyenlerin, bu mottodan ne kadar uzakta ve kıyıda kaldıklarını görmekteyiz. Bu kentin ‘koku problemi var’ derken sorunu yüzeysel olarak dile getirmedik. Aksine, yüzlerce kruvaziyer gemiyi ağırlayan, İzmirli balıkçılara ekmek teknesi olan, balık tutma hobisine ev sahipliği yapan öte yandan deniz kenti olması hasebiyle turizme gelir sağlayan İzmir, bu vasıflarını kaybetmek üzeredir. İzmir Körfezi maalesef yıllardan bu yana birilerinin sadece siyasi hamlelerine vaat malzemesi olmuştur. Yüzülebilir körfezi bırakın yanından geçilemeyen körfez halini almıştır. Bakınız bataklık Haliç’i ayağa kaldırdık, İstanbul Boğazı için yaptıklarımız ortada. Ancak çeyrek asırdır burada hüküm sürenlere ‘ne yaptınız?” diye sormaktan yorulduk. Biliyoruz ki bu kentin sakinleri de yoruldu. Çünkü bu kentin nefes alan her canlıya, başka yaşam formlarına bedel ödetmeyecek bir reflekse sahip olduğunu biliyoruz.”
“Dünya Bankası kredisini sadece İzmir’in kullanımına sunduk”
AK Partili Ceyda bölünmez Çankırı açıklamasında hükümetin yağmur ve kanalizasyon sularının ayrıştırılması için Dünya Bankasından alınan 4 Milyar 300 Milyon TL tutarındaki kredinin sadece İzmir’in kullanımına sunulduğunu ancak ilgili ihalenin yapılmadığını aktardı. Çankırı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Tam 9 yılda Çiğli 4. faz arıtma tesisini üç kere ihale yapıp iki kere temel atma töreni yapmalarına rağmen bitiremeyenler, izmir’de yağmur suyu ve kanalizasyon suyunu ayrıştırması yapmayıp her yağmur yağdığında arıtma tesisin yetersizliği sonucu tüm kirli suyu yıllardır denize deşarj edenlerin sorumluğu yok mu? Oysa 4. faz 9 yıl önce devreye girseydi mevcut arıtma tesisi ile yüzde 33 daha fazla arıtma işlemi yapılacakken yapamaz duruma gelmiş ve körfeze bırakılan kirli su sayesinde iç körfezde oksijen seviyesi neredeyse bitme noktasına gelmiştir. Oysa ki hükümetimiz yağmur suyu ve kanazliasyon suyu ayrıştılması için 4 milyar 300 milyon tl dünya bankası kredisini sadece İzmir’e kullandırarak büyük destek vermiştir. Geçtiğimiz Ağustos ayında onaylanan kredi için hala ihalesi yapılmamıştır. Acil olarak ihalenin yapılması ve sağlanan bu 25 yıl geri ödemeli kredi sayesinde körfeze pis su girişi önlenmiş olacaktır.”
“Temizlenene Kadar Yasaklasınlar”
Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın algler açıklamasına da değinen Vekil Çankırı, Türkiye’nin liman devleti olduğunu hatırlattı. Çankırı açıklamasını şöyle sürdürdü: ” Bugün TCDD İzmir Limanına yanaşan gemi dün Almanya’nın Hamburg veya Hollanda’nın Roterdam limanında yarın ise ABD’nin veya Türkiye’nin herhangi bir limanına yanaşabilmektedir. Bu kapsamda Hamburg’a yanaşırken sorun olmayan gemi İzmir Limanına yanaştığı zaman mı sorun oluyor? Liman Devleti olarak Türkiye Limanlarına gelen yabancı bayraklı gemiler ülkemiz limanlarında uluslararası kurallara uygunluğu kapsamında ülkemizin taraf olduğu Memorandumlar çerçevesinde Liman Başkanlığı uzmanlarınca denetlenmektedir. Yaşanabilecek gemi kaynaklı deniz kirlilikleri de Çevre Bakanlığınca yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafından yapılmaktadır. Deniz taşımacılığı Uluslararası sözleşmeler kapsamında diğer ulaşım modlarına göre en hassas ve kesin kurallarla yönetilmektedir.Dünya Denizcilik literatürüne göre deniz kirliliklerinin yüzde 80 ile yüzde 90’nı kara kaynaklı olarak kabul edilmektedir. Bu kadar yönetimden uzak, iş bilmezlik olamaz. Bu işin bilim ayağı ortada. Sebep ‘kirlilik’. Kendileri ile yüzleşmekten kaçınan, her defasında topu kendi kalesine atan bir zihniyetle karşı karşıyayız. İzmirlilere çağrım şudur ki, güvenle balık yiyene kadar balık tutmaktan kaçının. Gerekirse Belediyeyi göreve davet edene kadar oltalarınızı rafa kaldırın. Hatta İzmir Büyükşehir Belediyesi körfezi temizleyene kadar kentte balık tutulmasını da yasaklamalıdır.”