Kendisini Bergama Kermesi sırasında tanımıştım yıllar önce. Bu yıl yine Kermes’teydi. Sahneden sesleniyordu alanı hınca hınç dolduran sevenlerine..
““Ben Bergama halkının siyanürden zehirlenmemesi için şarkı yazmışken, Bergama tarafından 14 yıl cezalandırılmıştım. Halk tarafından değil yöneticiler tarafından. İliç gibi olmasın, insanları zehirlemeden, insanların sağlığıyla oynamadan paraları götürsünler. Yeter ki bizim çocuklarımız ölmesin. Yiyin, götürün, kazanın, oradaki madenleri işletip bire yirmi kazanın ama bire otuz kazanmak uğuruna da bizleri zehirlemeyin. Zaten yiyorsunuz”
Türkiye’de en çok konser veren sanatçıların başında geliyor Haluk Levent.. “Yardımsever Rock’çı” tanımı yakıştırılan Levent 1968 Adana doğumlu. Annesi Sabriye Hanım, babası Mesut Bey Dokuz kardeşin sekizincisi. “Eski toprak annemin, 9 çocuğuyla da ilişkisi hep sıcacıktı. Hepimize sevgisi aynıydı. Hepimizi değerli hissettirdi. Belki günümüz dünyasındaki anneler gibi, bizimle, geleceğimize yönelik kariyer planlamaları yapamadı ama sonuçta ilkokulu dahi okumamış bir kadın .İyi insanlar olabilmemiz için elinden geleni yaptı.”diyor Levent.
Lise sonrası üniversite macerası ilginç Bir yıl Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi’ne gitmiş. Ertesi yıl Ankara Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı’nda okumuş. Sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi Fizik Bölümü’nde daha sonra da Ankara Üniversite Muhasebe Bölümü’nde..Sonra Bilkent’te..Düşünsenize 6 yıl üst üste üniversite sınavını kazanabiliyor.
Müziğimize kendi tarzını koyan sayılı müzik adamlarından biridir Haluk Levent.İlk albümü “Yollarda”nın ardından Ekim 1995’te “Bir Gece Vakti” ile bir milyona yaklaşan satış rakamı yakaladı. Yine 1996’nın hemen sonunda “Arkadaş” albümü piyasaya çıktı. Bu albümle sanatçı, Anadolu rock müziğinin müzikal anlamda en başarılı örneklerinden birine imza attı. Her resmi bayramda paylaşım rekorları kıran 10.yıl marşını seslendirmesiyle ilgili de şunu söylüyor sanatçı “Sesi kısılan bir marş olmuştu, bu da benim sinirime dokunuyordu. Neden sesi kısılıyor? ‘Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa!’ dendiği için mi? Tabii ki böyle diyeceğiz. Bu ülkenin kurucusu o!” Levent marşı İzmir’in kurtuluş gününde yine Kültürpark’ta onbinler ile söyleyecek.
Okul yıllarından beri sıkı bir çevreci. Deniz kaplumbağalarının yuvalandığı yerlerde kum ocaklarının inşa edildiği haberi üzerine almış fotoğraf makinesini yanına , gazeteci gibi kafa tutmuş işletmecilere.Yıl 1985. Daha sonra Mersin’in Kozanlı ilçesinde yine mahkemelere düşmüş çevre mücadelesi nedeniyle.Ve karar vermiş mücadelesinde bir araç gerekiyor o da müzik. Daha geniş kitleleri olayın içine çekmek için. Sonra Akkuyu Santrali’ne karşı savaşanlarla omuz omuza, Bergama köylülerinin yanında altın madenine karşı, “Asbestli gemiyi istemiyoruz” diyenlerle kolkola görüyoruz onu. Velhasıl her türlü eylemin içindedir artık. Orman yangınlarının önlenmesi için 11 saat sahnede kalıp rekorlar kitabına giren de yine o.
Ticaret hayatından kalan borçlar nedeniyle 9 ay yattı Adana Cezaevi’nde. Hemen akabinde de askere aldılar onu. 18 ay hizmeti sırasında tek izin almış onu da Marmara Depremi’nde evi yıkılanlara 100 çadır götürmek için. Yardım etmeyi çok seviyor sanatçı. Platform adı altında faaliyete başlattığı ve ardından dernekleşen “Ahbap” öğrencilere burs, medikal cihaz ve ilaç temini, çeşitli yardım, etkinlik, kan ve kök hücre kampanyası ve eğitim faaliyeti düzenliyor..Aslında Ahbap toplumdaki her türlü soruna sürdürülebilir çözümler arayan bir iş birliği hareketi olarak tanımlanabilir.
Sivil toplumcu geçmişi de epey eski. Türkan Saylan’ın “Cüzzamla Savaş Vakfı”nda gönüllü olarak çalışmaya başladı.. Sonra yıllar içinde başka STK larda da görev aldı. Ahbap’ın işleyişini şöyle anlatıyor..
“Bir ihtiyaç sahibi var, bir de hayırsever. Biz, onları buluşturuyoruz. Bir anne çocuğunun ameliyatı için yardım istiyor bizden. AHBAP’taki arkadaşlar ailenin üzerine bir araba var mı, ev var mı, bir mal mülk var mı araştırmasını yapıyor. Çevresinden, mahalleden, muhtarlıktan, e-devletten gereken bilgiyi öğreniyor. Emin olunca diyorlar ki, “Haluk Abi, bu annemizin hiçbir şeyi yok!” O zaman, ben bir tweet atıp diyorum ki, “Her kim ki bu çocuğumuzun ameliyat parasını karşılayacak, Gitarımı alıp, onun evinde şarkılar söyleyeceğim”
5 K dan hep uzak durdu: Kibir, Kıskançlık, Kin, Kapris ve Kompleks. Şarkı söylemek onun için olmazsa olmaz. Söz yine Levent’te..
“Şarkı söylemek çok sevdiğim bir şey. O, hep kalbimde. Konserlerim devam ediyor. Fakat şöyle şeyler oluyor. Binlerce insana konser vermişim, rockstar’ım o gece. Ama ertesi sabah, Bingöl’den gelen bir çocuğun ameliyatı için hastanenin başhekimiyle pazarlık etmek zorunda olan biriyim. Yani bir gece önce, insanların peşinden koştuğu, camları kırdığı, “N’olur bir fotoğraf çektirelim Haluk Abi!” dediği adam değil, küçük bir çocuk için hastane koridorlarında indirim bekleyen bir vatandaşım. İkisi arasında bir fark olabilir ama kendini soylu hisseden insanlar için pek bir fark yok. Ben de öyle hissediyorum. Sivil toplumculuğumun şarkıcılığımın önüne geçmesi bana sıkıntı yaratmıyor”
Depremlerde ve yangınlarda nerdeyse tüm zamanını o bölgelerde geçirdi, yardım isteyen herkese elini uzattı. “Türkiye’nin En Güvenilir Ünlüsü” seçilen sanatçı 2023 yılında Time dergisinin “Dünyanın En Etkili 100 Kişisi” listesinde yer aldı. İki kitabı var elinizden düşüremezsiniz. “Kedi Köprüsü” ve “Moritos’un Düşleri” ..Müziğine benzer tarzda yazılar.. İnternet çılgınlığından mekanikleşen insan ilişkilerine kadar
Aslında soyadı Acil ama iyi ki Levent’i almış. Kendisini bu kadar güzel tarif eden bir kelime olamaz. Levent ismi, Türk kültüründe köklü bir geçmişe sahip olan ve genellikle denizcilikle ilişkilendirilen bir isim ancak bu isim cesaret, güç ve kahramanlık gibi erdemleri simgeler. Levent ismi, genellikle güçlü, cesur ve kararlı bir kişiliği ifade etmek için tercih edilir. Ayrıca, maceraperestlik ve özgürlük arayışı gibi özellikleri de temsil eder. Bu ismi taşıyan kişiler genellikle cesur adımlar atmayı seven ve hayatlarında yeni deneyimlere açık bireyler olarak bilinirler.
Şimdilerde yaşamından bir kesiti komedi türünde anlatacak olan “Yollarda Vururum Seni” adlı filmin hazırlıkları başladı. Film, Haluk Levent’in renkli yaşamını ve gençlik yıllarını mizahi bir dille beyaz perdeye taşıyacak. Senaryosuyla dikkat çekecek olan yapım, Levent’in enerjik ve keyifli kişiliğini izleyicilere eğlenceli bir şekilde sunmayı amaçlıyor.
Prof. Dr. Erkan Sevinç