Bugün Öğretmenler Günü. Öğretmenlik, yalnızca sınıfta bilgi aktarmakla sınırlı olmayan; bireylerin hayata bakış açılarını değiştiren, onları düşünmeye, sorgulamaya ve yeni yollar keşfetmeye teşvik eden bir meslektir. Öğretmenler, geleceğin mimarlarıdır; bir öğrenciye sadece bir ders değil, bir ömür boyu sürecek bir bakış açısı kazandırabilirler. Bugünü, bu bilinçle kutlamak gerektiğine inanıyorum.
Bu düşüncelerle, hayatımda unutulmaz bir iz bırakan ortaokul Türkçe öğretmenim Hasan Bulut’u anmak istiyorum. Yıl 1990’ların ortaları… Çiğli Güzeltepe İlköğretim Okulu’nda 7. sınıftayım. Dış dünyaya dair bildiklerimiz, çoğunlukla karıncalı televizyon ekranlarından gördüğümüz kadarıyla sınırlı. Mahallemizin dışına pek çıkmamışız, sinema ise bizim için sadece karıncalı ekrandan izlenen Kemal Sunal filmlerinden ibaret bir kavram. O yıllarda Türk sineması da zaten pek üretken değil zaten.
Bir gün, Hasan Hocam, sınıfta bir duyuru yaptı: “Hafta sonu sizi sinemaya götüreceğim. ‘Eşkıya’ filmini izleyeceğiz,” dedi. İlk tepkim tedirginlik oldu. Sinema, bilmediğim bir ortamdı ve tanımadığım alanlara adım atma konusunda çekingen bir çocuktum. O gün bir bahane bulup gitmedim. Ancak içimde bir boşluk oluştu; sinema ortamını ve o deneyimi çok merak etmiştim.
Bir süre sonra, bir bayram günü biriktirdiğim harçlıklarla Karşıyaka Deniz Sineması’na gitmeye karar verdim. Gösterimde yine Eşkıya vardı. Işıklar söndü, perdeye yansıyan ilk görüntü Fırat Nehri’nin mavi suları ve ardından Erkan Oğur’un dokunaklı sesiyle söylediği “Şu Fırat’ın suyu akar serindir…” O anın büyüsü, sinema salonunun atmosferi beni derinden etkiledi. Ama en önemlisi, o gün sinema okumaya ve bu büyülü dünyanın bir parçası olmaya karar verdim.
Bugün dönüp baktığımda, sinemacı olamasam da üniversitede radyo tv sinema bölümümü seçip okumamda Hasan Hocam’ın ufkumu açan rehberliğini görüyorum. O, sadece bir Türkçe öğretmeni değil, hayal dünyamı genişleten ve beni bilinmeyene cesaretle adım atmaya teşvik eden bir ilham kaynağıydı. Kendi hikayemin sonunda sonunda ben sinemacı olamadım belki ama, kim bilir kimler Hasan Bulut’tan ve onun gibi okulu 4 duvarla sınırlı bir yapı olarak gormeyen öğretmenlerden ne ilhamlar aldı ve ne başarılar elde etti…
Velhasıl kelam, öğretmenler, bazen bir sözle, bir tavırla, hatta küçük bir jestle bir çocuğun tüm hayatını değiştirebilir. Bu yüzden Öğretmenler Günü’nü bu bilinçle kutlamak gerektiğine inanıyorum. Nesillerimizi, geleceğimizi ve yaşamımızı şekillendiren öğretmenlerimizin öğretmenler günü kutlu olsun.