Çiğli Belediyesi Fakir Baykurt Salonu’nda düzenlenen konserde yoğun bir katılım oldu; salon dolup taştı.
Programın sunuculuğunu önceki dönem İzmir Vartoder Başkanı Nejdet Taş yaptı. Anadiline ve kültürüne emek vermiş ozanlara ve bütün halk ozanlarına sahip çıkılması gerektiğini belirten Taş, “Onlar öldükten sonra türkülerini söylemeniz onlara sahip çıktığınız anlamı taşımaz. Derviş İsmail Dede ve onlar gibi ozanlara sağken sahiplenmek gerek. Bugün yapılan konser bizim için büyük değer ve önem taşıyor. Bu dile ve kültüre sahip çıkılmalı, devamı gelmeli.” diyerek düzenleyen ve katkı sağlayan herkese teşekkür etti.
ZAZACA DİLİ, DÜNYADA EN HIZLI KAYBOLAN DİLLER ARASINDA.
Konserde sahne alan yerel sanatçılar anadilde üçer eser okudu. Sahneye büyük alkışlarla gelen ozan Derviş İsmail Canbaz bir konuşma yaptı: “Benim sizden en büyük isteğim, anadilinize sahip çıkın. Bakın, dilimiz kaybolup gidiyor. Çocuklarınızla konuşun, ozanlarımızın söyleyip bugüne getirdiği ağıtlarınıza sahip çıkın. Ben Almanya gibi bir yerde yıllardır bunun mücadelesini veriyorum. Bugün burada bu konseri düzenliyoruz. Sizden ricam, gelin hep birlikte anadilimizi koruyalım, yok olmasına izin vermeyelim.”
Konsere katılan genç yerel sanatçılar büyük alkış aldı. Sırasıyla Erkan Güldağ, Alev Doğan, Serkan Özden, Göknur Günerol, Burhan Karakaş, Barış Mansuroğlu, Şah Haydar Tekin ve Emir Günofan söyledikleri türkülerle anadilde özüne yolculuk yaptılar. Halk Sanat Derneği Başkanı İshak Beyazıt, Kürtçe uzun hava Hezal eserini okuyarak duygu dolu dakikalar yaşattı.
HIDIR BAŞ UNUTULMADI
Varto’nun yetiştirdiği ozanlardan Hıdır Baş unutulmadı. Anadilde birçok esere imza atan Hıdır Baş, finalde bütün sanatçılarla birlikte Ze Gula Usari eseri okunarak anıldı. Sanatçılara bağlama ile Özgür Günay ve arkadaşları eşlik etti. Konser büyük beğeni topladı.
KONSERİ DÜZENLEYEN DERVİŞ İSMAİL CANBAZ KİMDİR?
Annesi ve babası Kureşan Ocağı’ndan olan Derviş İsmail Canbaz, 1960 yılında Erzurum Tekman Mergezer Köyü’nde Derviş Yusuf oğlu ve Ana Hüsniye’den dünyaya gelmiştir.
1973 yılında babasını kaybetmiş, 1978’de İstanbul’a çalışmaya gitmiştir. Çime Şaye adında ilk eserini 1978’de bestelemiştir. 1980’de askere gitmiş, 1982’de nişanlısı Şeker Hanım ile köyde dünya evine girmiştir. 1983 yılında Almanya’nın Berlin şehrine yerleşmiş ve aynı yıl müzik okuluna başlamıştır.