Ata Parti İzmir İl Başkanı Sema Ünal; tüm dünyada kutlanan ‘8 Mart Emekçi
Kadınlar Günü’nü farklı bir bakış açısı ile ele alarak; eğitimci kimliği ile açıklamada
bulundu. İzmir İl Başkanı Ünal; Atatürk Lisesi Almanca öğretmenliğinden emekli
olduktan sonra, uzun süre STK’larda etkin rol oynamış ve Ankara merkezli olan Ata
Derneği’nin de kurucu başkanlarından birisidir. Bu gün; Ata Parti’yi ‘Atatürk’ün iz
basımı’ olarak tanımlayarak İzmir il başkanlığını sürdürmektedir.
TÜRK KADINININ TARİHSEL GÜCÜ VE 8 MART’IN ANLAMI…
Türk kadını, tarihin en eski dönemlerinden bu yana toplumun en önemli yapı
taşlarından biri olmuştur. M.Ö. 220 yılında kurulan Asya Hun Devleti’nden itibaren
kadınlar, devlet yönetiminde söz sahibi olmuş, ata binip ok atmış, savaşlara katılmış
ve toplumsal hayatın her alanında erkeklerle eşit haklara sahip olmuştur. Türk devlet
geleneğinde hakanların eşleri olan hatunlar, yönetimde etkili roller üstlenmiş, karar
süreçlerinde söz hakkına sahip olmuştur.
Bu tarihsel miras, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kadın
haklarına verdiği değerle yeniden can bulmuştur. Atatürk, Türk kadınının hak ettiği
toplumsal statüye ulaşması için birçok reform gerçekleştirmiş, 1926 yılında kabul
edilen Medeni Kanun ile kadın ve erkeği hukuken eşitlemiştir. Tek eşlilik ilkesi
benimsenmiş, kadınlar miras ve mülkiyet haklarında erkeklerle aynı haklara sahip
olmuştur. Atatürk’ün “Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil,
omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın” sözleri, onun kadınlara verdiği önemi
en güçlü şekilde yansıtmaktadır.
Bu vizyon doğrultusunda, 1930’dan itibaren kadınlara önce belediye seçimlerine
katılma, ardından muhtar olma ve ihtiyar meclislerine seçilme hakkı tanınmış, 5 Aralık
1934’te ise Anayasa ve Seçim Kanunu’nda yapılan değişiklikle milletvekili seçme ve
seçilme hakkı verilmiştir. Böylece Türk kadını, birçok Avrupa ülkesinden önce siyasal
hayatta temsil edilme hakkına kavuşmuştur.
Ancak dünyada kadın hakları mücadelesi, zorlu ve acı dolu bir geçmişe sahiptir. 8
Mart 1857’de ABD’nin New York kentinde, ağır çalışma koşullarına karşı greve giden
40 bin kadın dokuma işçisinin başlattığı hareket, tarihe trajik bir olayla kazınmıştır.
Fabrikaya kilitlenen 129 kadın işçinin yanarak hayatını kaybetmesi, kadın hakları
mücadelesinin simgesi haline gelmiş ve bu tarih, tüm dünyada “Emekçi Kadınlar
Günü” olarak anılmaya başlanmıştır.
Bugün, 8 Mart yalnızca bir anma günü değil, kadınların toplumsal hayatın her
alanında eşit haklara sahip olması gerektiğini hatırlatan önemli bir gündür. Ata Parti
olarak bizler, kadınların yalnızca bir gün değil, her gün hak ettikleri değeri görmesi
gerektiğine inanıyoruz. Türk kadınının tarihsel gücüne ve Cumhuriyet’in
kazanımlarına sahip çıkarak, kadınların her alanda eşit fırsatlara sahip olması için
mücadelemizi sürdüreceğiz. Kadınların liderlik pozisyonlarında daha fazla yer alması,
toplumumuzun daha adil, daha güçlü ve daha ileri bir noktaya ulaşmasını
sağlayacaktır.
Kadınlarımızın, geçmişten gelen gücü ve Atatürk’ün açtığı yolda ilerleyen kararlı
duruşu ile geleceği şekillendireceğine inanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, dünyada her şey
kadının eseridir.
Kaynak / Haberde Son Saniye