Bir kenti yalnızca yollar, binalar ve altyapı değil; çocuklarına verdiği değer, kitaplara ayırdığı yer ve toplumsal olaylara verdiği tepkinin biçimi tanımlar.
Başkan Onur Emrah Yıldız, Çiğli’de attığı adımlarla bize bu sessiz ama güçlü gerçeği hatırlatıyor. Elbette zaman zaman kendisini eleştirdiğimiz konular oldu, olacak da. Ancak bir yerel yöneticinin yaptığı doğru işleri görmezden gelmek değil, onları takdir etmek de toplumsal sorumluluğun bir gereğidir. Çünkü bu doğrular, yaşadığımız yerde sadece bugünü değil geleceği de şekillendiriyor.
Geçtiğimiz aylarda açılan kent kitaplığı, yalnızca raflarında kitap barındıran bir bina değil; aynı zamanda bu kentin çocuklarına, gençlerine ve kadınlarına söylenmiş verilmiş güçlü bir mesaj. Kitaplığa adı verilen Özge Polat, eski eşi tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu ölümden dönen bir kadın. Onun isminin bu mekâna verilmesi, sadece bir adı yaşatmak değil; kitaplığa uğrayan gençlerin Özge Polat’ın hikayesinden ilham alarak kadına yönelik şiddete karşı daha duyarlı ve daha kararlı bir toplumsal duruş geliştirmesini sağlamaktır. Bu, bir kütüphane binasının çok ötesinde bir anlam ve amaç taşır.
Onur Emrah Yıldız’ın vizyonu bununla sınırlı değil elbette. Çiğli’de ilk kez düzenlenen “Çocuk Kitap Günleri” şenliği, belki de dışarıdan bakıldığında küçük bir etkinlik gibi görünüyor. Oysa kendi ilçesinde, belki de kendi mahallesinde, yürüyerek erişebildiği bir alanda kitaplarla buluşan bir çocuğun gözünden baktığınızda, bu şenlik bir devrim niteliğinde. Aynı semtte yaşayan çocukların birlikte kitap sayfaları arasında yolculuğa çıkması, yalnızca bireysel gelişim değil; yerel bir kültürel hafızanın ve dayanışmanın da tohumlarını atıyor. Çocuklar birlikte hayal kurdukça, birlikte büyüyor ve aynı geleceğe yöneliyor.
Başkan Yıldız’ın eğitimde “ulaşılabilirlik” ilkesi, kitaba ve kültürel etkinliklere herkesin, özellikle de çocukların kolayca ulaşabilmesini hedefliyor. Bu sayede Çiğli’nin farklı mahallelerinde yaşayan çocuklar, uzak yerlere gitmeden, kendi yaşam alanlarında kitapla buluşabiliyor, sevdiği kitapların yazarlarıyla göz göze gelebiliyor ve bunları yaparken de bir yandan eğlenebiliyor. Bu yaklaşım, eğitimde fırsat eşitliği sağladığı gibi; çocukların yaşadıkları kentle bağ kurmasına, kendilerini değerli hissetmesine de büyük katkı sunuyor.
Bazıları tarafından bunlar küçük detaylar gibi görünse de, ben eğitimde atılan küçücük bir adımın bile, hem kişilerin hem de toplumun geleceğinde çok büyük değişimler yaratacağına inanıyorum. Velhasıl kelam Başkan Yıldız bunu çok başarılı bir şekilde götürüyor.
Onun dışında ben başkanın sanat ve spora da aynı duyarlılıkla yaklaştığını biliyorum. Nitekim kendisi, Ahmed Arif Kültür Merkezi’ni görev süresi içinde tamamlayacağını bir canlı yayında dile getirmişti. Bu vesileyle, biz de Şirintepe Mahallesi’ndeki Taş Ocağı alanına kapalı bir spor salonu kazandırılması yönündeki talebimizi yeniden hatırlatmak isteriz. Böyle bir adım, spor yapmak için ilçe dışına gitmek zorunda kalan gençlerimizin kendi mahallelerinde sporla buluşmasını sağlayacak; tıpkı kitapta olduğu gibi, sporda da gençlerin yaşadıkları kentle daha güçlü bir bağ kurmasına katkı sunacaktır. Neden olmasın?