Dervişoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’e Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına, Manisa halkına ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in şahsında tüm Cumhuriyet Halk Partisi camiasına bir kere daha başsağlığı diledi.
Türk-İslam aleminin geçmiş Kurban Bayramı’nı kutlayan Dervişoğlu, iktidarın bu Kurban Bayramı’nda, esnafa ve işverene müjdesinin, destek, kredi yahut borç ertelemesi değil şahıs ve şirket hesaplarına konulan blokeler olduğunu söyledi. Dervişoğlu, yüzlerce esnaf ve serbest çalışan vatandaşın bayrama parasız pulsuz girdiğini belirtti.
İktidarın bayram müjdesinin sadece bu olmadığını ifade eden Dervişoğlu, müjdenin ayrıca memleketine veya tatile giden vatandaşlara “denetim mi, tuzak mı olduğu çok şüpheli” olan trafik cezaları olduğunu dile getirdi.
İYİ Parti Genel Başkanı Dervişoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Vatandaşın parasıyla yaptığı yolu, ona misli bedellerle kullandıran iktidar aklı, Hazine’de açtığı gediklere yama yapmak için milletimize ceza yağdırmaktadır. Maliye, hasılat elde etmek için ceza kesmektedir. Devlet, vatandaşına tuzak kuran duruma düşürülmüştür. Vatandaş, kurallara saygı duymaya değil, fahiş cezalarla korkuya alıştırılmaktadır. Böyle bir düzen olur mu? Böyle ceza mantığı olur mu?
Sınırlardan mayınları temizleyen devlet, yolundan geçen vatandaşına, hız tabelasıyla mayın koyar gibi tuzak koyar mı? Bu serzenişe karşı, Avrupa’daki trafik cezaları örnek gösterilecekse ben de Avrupa’daki refahı, gelir seviyesini ve demokrasi standartlarını örnek olarak gösteriyorum. Sen vatandaşına her konuda bunları verdin de cezalarda Avrupa standardı mı kaldı? Karşı olduğumuz trafik kontrolleri ve yerinde kesilmiş cezalar değildir. Kazaları önlemek amacıyla yapılan uygulamalar yerine, bütçe açığını finanse etmek için vatandaşa kurulan tuzaklardır.”
“BU NASIL BİR SAMİMİYETSİZLİKTİR”
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’u eleştiren Dervişoğlu, emniyet teşkilatının canı pahasına yakalayıp kanun önüne çıkardığı, suçu meslek haline getirmiş hırsızların, dolandırıcıların, çetelerin, ya “topuzu çoktan kaçmış adalet terazisince” salıverildiğini ya da “suçu teşvik eden bu düzen” sayesinde affedildiğini aktardı. Dervişoğlu, “Türkiye’de bu iktidar, suçu teşvik etmektedir. Bu da yetmezmiş gibi bazılarına suç işleme imtiyazı tanıyor haldedir. Yatırımcıyı, girişimciyi, genci, kadını değil; suçluyu, suça teşvik etmektedir. Girişimcisini, üreticisini değil, teröristi korumaktadır ve onunla işbirliği etmektedir.” diye konuştu.
Türkiye’de bir güvensizlik krizinin yaşandığını öne süren Dervişoğlu, bunun, emniyet kuvvetlerinin meselesi olmadığını, devlet aklının ortadan kaldırılmasının bir sonucu olduğunu savundu. Bunun, ortak akıl ve ortak ahlakla çözülecek bir mesele olduğunu ifade eden Dervişoğlu, bunun ayrıca Türk milletini bütün olarak görebilecek bir yönetimle, Cumhuriyet idaresini bilen ve onu esas alan bir iktidarla çözülecek bir mesele olduğunu vurguladı.
Filistin’e yardım götüren gemilerin engellenmesine değinen Dervişoğlu, “Filistin’e yardım götüren teknelerin uluslararası sularda engellendiği bir süreçte Mersin Limanı’ndan kalkan ‘Vela’ isimli bir gemi, İsrail’e silah yapımında kullanmak üzere çelik götürüyor. Bu nasıl bir ihanet, nasıl bir samimiyetsizliktir?” sözlerini sarf etti.
“DEVLET, TEMEL AMAÇ VE GÖREVLERİNİ NİÇİN YERİNE GETİREMEMEKTEDİR”
Anayasa’nın ilk üç maddesinin hep tartıştırıldığını belirten Dervişoğlu, kürsüden Anayasa’nın “Devletin temel amaç ve görevleri” başlıklı 5. maddesini okudu. İktidara seslenen Dervişoğlu, “Devlet, temel amaç ve görevlerini niçin yerine getirememektedir?” sorusunu yöneltti.
Memleketin kaynaklarının yüzde 80’inin, nüfusun yüzde 5’inin elinde olduğunu kaydeden Dervişoğlu, şöyle devam etti:
“Nerededir ekonomik adalet? Bunu, adaletsizliği ortaya çıkartan, Anayasa’daki ‘Türk’ tanımı mıdır? Bugün okul çağındaki 500 bin çocuğumuz, okula gidememektedir. Bunun sebebi, Atatürk ilkeleri midir? Bugün 5 milyon ev genci vardır. Ne işi vardır, ne iş aramaktadır, ne de okumaktadır. Bunun sebebi, ‘üniter’ yapımız mıdır? Bugün kanser hastası vatandaşımıza bir yıl sonraya tahlil günü verilmektedir, bunun sebebi, ‘devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü’ cümlesi midir? Bugün insanımız evsizdir, barınmaktan mahrumdur, yoksuldur, evlenememektedir, çocuk sahibi olamamaktadır, bunun sebebi, ‘Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmi dilinin Türkçe’ olması mıdır?
Sizi, Türk milletine refah, huzur ve mutluluk temin etmek görevinizden geri koyan nedir? Ben söyleyeyim, asıl sizi görevinizden geri koyan bilgisizliğiniz ve yetersizliğiniz değil niyetiniz ve fıtratınızdır. Niyet başka olduğu içindir ki akıbet de başkadır. Fıtrat bozuk olduğu için, Türkiye bu haldedir. Vatandaş ‘açım’ dedikçe, iktidarın ‘yeni anayasa’ demesi bundandır. Vatandaş umut ararken, iktidarın ‘Apo’ diye, ‘İmralı’ diye sayıklaması bundandır. Vatandaş, adalet ararken, teröristleri affetmek istemek arzusu da bundandır.”
“BU, ŞEHİT EDEBİYATI DEĞİLDİR”
PKK’lı teröristlerin saldırısı sonucu şehit olan müzik öğretmeni Şenay Aybüke Yalçın’ın 2 gün önce şahadetinin yıl dönümü olduğunu anımsatan Dervişoğlu, Yalçın’ı rahmetle andı. Dervişoğlu, “Bugün ne içişleri, ne milli eğitim ne de diğer devlet ricali tarafından artık şahadetinin sebebi dahi yazılamayan, Aybüke öğretmen… Nice mühendisimiz, öğretmenimiz, askerimiz ve polisimiz gibi, Fırat’ımız, Eren’imiz gibi… Teröristbaşı Öcalan ve onun katil sürüsü PKK tarafından katledildiği dahi kayıtlardan silinen evlatlarımız, kardeşlerimiz, vatandaşlarımız… Bu ülkenin sırf PKK teröründen 50 bin şehidi var. Bugün, ‘affediyoruz’ dedikleri katil sürüsü PKK’nın şehit ettikleri evlatlarımız bunlar. Her gün birini ansak, ne gün yeter ne de gece.” ifadesini kullandı.
Terörsüz Türkiye hedefine yönelik eleştirilerde de bulunan Dervişoğlu, şunları kaydetti:
“Terörsüz Türkiye… Burada ne şehit edebiyatı yapıyorum, ne de kan hesabı yapıyorum. Ben milletimin hesabını, devletten soruyorum, sormaya da devam edeceğim. Bu, sadece bir milliyetçilik meselesi değildir. Bu, şehit edebiyatı değildir. Şehit edebiyatı, analar ağlamasın diye milletin anasını ağlatanların laf cambazlığıdır. Bizim meselemiz, vatandaş olmak, vatandaş kalmak meselesidir. Türk olmak, Türk kalmak meselesidir. Eşitliğimiz buradadır, devletimiz bunun içindir. Bu devletin milli misakı da esas itibarıyla bu olmalıdır. 1923’te, 100 yıl sonrasının hesabını yaparak, bu vatanı, etnik ve mezhepsel yıkımlardan korumak için emperyalizmin tüm riyakarlığına, hesapçılığına, işbirlikçiliğine ve onların her devirde bulacağı işbirlikçilerine karşı Türk’ün medeniyet kalesini yükselten Mustafa Kemal Atatürk’ün meselesidir. Bizim meselemiz odur.”
Müsavat Dervişoğlu, grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, “Şu sıralarda Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ hakim karşısında. Bu yargılama sürecine ilişkin ne söylersiniz?” sorusu üzerine Dervişoğlu, “Milletvekili arkadaşlarımız gözlemci olarak orada. Yakından takip ediyoruz, çıkınca da bilgi alacağım. Ben bu celsede, ilk duruşmasında hürriyetine kavuşmasını umut ediyorum.” yanıtını verdi.
Kaynak: AA