Başkan Sengel, 19 Mart’ta gözaltına alınmasının ardından 23 Mart’ta tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne gönderilen Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık’ın, ailesi ve avukatlarına haber verilmeden Buca Cezaevi’ne sevk edilmesini takiben kendisini ziyaret etti.
Murat Çalık’ın avukatlarının yaptığı başvuruya değinen Sengel, şu ifadeleri kullandı:
“Beylikdüzü Belediye Başkanımız Murat Çalık, arife günü Silivri’den hiçbir açıklama yapılmadan apar topar İzmir’e getirildi. Ailesinin o gün Silivri’de görüşme hakkı varken, Başkanımızın buraya nakledilmesi sebebiyle, ailesi 6 saatlik yolu katederek buraya geldi ve görüşmelerini ancak öyle gerçekleştirebildi. Ailesi, avukatları, doktorları İstanbul’dayken ve Başkanımızın en doğal haklarından biri avukatıyla görüşmekken, bu kadar uzağa getirilmesinin izahı ne hukuken ne de vicdanen mümkündür.”
“HASSASİYET BEKLİYORUZ”
Buca Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’ne sevk edilmesinin ardından geçen iki haftalık sürede Murat Çalık’ı tekrar ziyaret eden Başkan Sengel, cezaevi çıkışında şu açıklamayı yaptı:
“Beylikdüzü Belediye Başkanımız Mehmet Murat Çalık’ı naklinin ardından bugün bir kez daha ziyaret ettim. Sadece iki hafta sonra kendisini tekrar gören biri olarak söyleyebilirim ki, Murat Başkan bu süreçte inanılmaz şekilde kilo kaybetmiş. 19 Mart’tan bu yana toplamda 17-18 kilo verdiğini öğrendik. Bu nedenle avukatları, Sayın Çalık’ın adli kontrolle serbest bırakılması için tekrar başvurdu. Umuyoruz ki Sayın Bakanımız ve karar vericiler, bu duruma gereken özeni gösterir. Çünkü yaşam hakkı her şeyden çok daha kıymetlidir.”
“GEREKLİ ADIMLAR ATILMALI”
Süreçle ilgili yalnızca bir belediye başkanı olarak değil, bir yurttaş ve hukukçu kimliğiyle de kaygı duyduğunu dile getiren Sengel, sözlerini şöyle tamamladı:
“İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere, tüm mevkidaşlarımız, Büyükçekmece Belediye Başkanımız Sayın Hasan Akgün ve haksız yere tutuklu bulunan aydınlarımızla birlikte Murat Başkanımız hakkında da hukukun tecelli etmesini, adaletin yerini bulmasını umutla bekliyoruz. Devletin, ‘pardon’ demek zorunda kalmaması adına, gerekli adımların bir an önce atılması gerektiğini düşünüyorum.”
