Galatasaray-Saint Gilloise maçını izlerken o kadar üzüldüm ki , anlatamam.
Taraftar mükemmel, atmosfer güzel, Anadolu ve Avrupanın her yerinden gelen emekçi taraftarlar ile birleşen klasik Ali Sami Yen ambiansı !
Daha önceki yazılarımda ; ülke futbolunun çöktüğünü, yerli teknik adamların genelininin vasıfsız olduğunu ve liyakat sorunu olduğunu izah etmiştim…
Düşünün Şampiyonlar Ligi maçına çıkıyorsunuz ,155 milyon Euro transfer yapıyorsunuz ama kulübeniz Menemespor seviyesinde !
Hakem, sakatlık, dış faktörler, vs. bahane üreten Okan Buruk’u kale dahi almıyorum…
Galatasaray eski Divan Kurulu Başkanı Sayın Eşref Hamamcıoğlu’nun güzel bir sözü vardı ; “Galatasaray Sportif Başarıyı Satın Almaktan Kaçınmalı” demişti.
Ne doğru bir sözdü bu !
İlk sezon İcardi , ikinci sezon Barış Alper , Üçüncü sezon Osimhen ile gelen kebap ligi şampiyonlukları , Avrupa’da alınan aciz sonuçları gölgelemiş oldu !
Maça gelince ortada ne taktik var, ne sistem var , ne bir çaba var.
Osimhen’e bağlı oyun yapısı, olmadığında yaşanan düşüşü , çoluk çocuk dahi görüyor artık.
Belçika ekibi Saint Gilloise 51 milyon Euro’luk kadro değeri ile Galatasaray’ı rahat geçmiş oldu.Hak ettikleri galibiyeti aldılar.
Sorunun temelinde adamsendecilik ve liyakatsızlığın olduğunu söyleyeyim ve hafta sonuna geçeyim .
Fenerbahçe teknik direktörü Tedesco’yu uzun süredir takip ederim, analizlerine ve çağdaş futbol bilgisinin de altına imzamı atarım.
Düşünün bilmediği, kurmadığı , hazırlamadığı Fenerbahçe’de kısa sürede pragmatik bir çözüm buldu ve senkronize dinamik takım oluşturdu.
Yani bilmediği görmediği bir denizde gemiyi iyi yürütüp, limana yanaştıracak gibi görünüyor.
Derbide ağır Favorim Fenerbahçe…
























