Sosyal medyada “The Language Blondie” adıyla tanınan Teona Sima, yalnızca çok sayıda dili konuşmakla kalmayan, aynı zamanda bu dillerin aksanlarını yerli bir konuşur kadar ustalıkla taklit eden olağanüstü bir yetenek. Milyona yaklaşan takipçi kitlesine rağmen, Teona’nın ilk andaki sakinliği, sıcakkanlılığı ve mütevazılığı insanı hemen etkiliyor. Röportaj isteğimizi tek bir an bile düşünmeden kabul etmesi ve konuşma boyunca sergilediği zarafet, onu yalnızca yetenekli bir içerik üreticisi değil, aynı zamanda tanışması büyük keyif veren bir insan kılıyor.
Biz de bu samimiyetin ışığında, Teona ile başarı yolculuğunu, dil tutkusunu ve onu Türkiye’de bu kadar sevilen bir isim hâline getiren detayları konuştuk.
“Sadece eğlenmek istiyordum… 200 milyon izlenince ne olduğunu ben de anlamadım!”
-Videolarınız Türkiye’de ve dünyada oldukça ilgi görüyor. Fakat sizi ilk kez tanıyacak okurlarımız için biraz kendinizden bahseder misiniz?
“Memnuniyetle. Benim adım Teona Sima, 22 yaşındayım. Üsküp, Kuzey Makedonya’da doğup büyüdüm. Yalnızca Makedonca konuşarak büyüdüm ve sanılanın aksine Türk kökenli değilim; Makedon ve Ulah (Aruman) kökenlerim dışında başka bir etnik kökenim yok. Gazetecilik ve psikoloji alanında Bulgaristan’daki Amerikan Üniversitesi’nden diplomam var ve 7 dil konuşuyorum. İyi bir günümde sekiz bile diyebilirim.”
-Aksanları taklit etme yeteneğini nasıl keşfettiniz? Bu işin bu kadar geniş bir kitleye ulaştığını ne zaman fark ettiniz?
“11 yaşındayken YouTube izlemek dışında yapacak fazla bir şeyim yoktu. Liza Koshy ve Lilly Singh videolarını izlemeyi çok severdim ve onların aksan taklitleri beni inanılmaz eğlendiriyordu. İkisi gerçekten komikti. Ben de onları taklit etmeye başladım. Sırf eğlence için çektiğim bir videonun 200 milyondan fazla izlenmesiyle her şey değişti. Bu kadar insanın bu içerikle bağ kuracağını asla tahmin etmezdim!”
-Fanta ve A1 Telekom gibi büyük markaların kampanyalarında yer aldınız; farklı ülkelerden karakterler canlandırdınız. Bu projeler size nasıl geldi, süreç nasıl gelişti?
“Bahsedilen şirketleri temsil eden reklam ajansları benimle iletişime geçti ve bana iş birliği yapma fırsatı sundular. Ben de elbette memnuniyetle kabul ettim. A1 kampanyası; 30’dan fazla profesyonelin yer aldığı, tamamen planlanmış bir prodüksiyon ve reklam ekibi tarafından hayata geçirilen dahice bir konsepti kapsayan inanılmaz bir takım çalışmasının sonucuydu. Ekip, senaryoyu mükemmelleştirmek için haftalarını harcadı, detayları titizlikle işledi ve yaratıcılıklarını ortaya koydu. Sonuç olarak, şimdiye kadar gördüğüm ve yer aldığım en havalı reklam ortaya çıktı.”

“Belki de nereli olduğumu söylememeliydim… Oops!”
-Türk aksanı taklitleriniz sizce neden bu kadar ilgi çekiyor?
“Sebebini ben de bilmiyorum haha! Muhtemelen bir dili ya da aksanı taklit ettiğimde gerçekten yerli biri gibi duyulduğum için olabilir. Bu da insanların ‘Nereli acaba?’ diye merak etmesine ve videoları izlemeye devam etmesine neden oluyor. Belki de size en başta nereli olduğumu söylememeliydim, haha!”
Türkler Dünya Üzerindeki En Zarif ve En Sıcakkanlı İnsanlar
-Türk takipçilerinizden nasıl tepkiler alıyorsunuz?
“Her zaman çok kibar ve sevecen oldular. Yorumlar yüzümü kocaman bir gülümsemeye dönüştürüyor. Mesaj kutuma sık sık evlilik teklifleri geliyor haha! Ama en sevdiğim mesaj ‘Kalbin çok güzel’ olandı. Ne kadar zarif bir söz… Gerçekten beni derinden etkiledi.”
-Türk veya başka kültürlere ait karakterler canlandırırken nasıl hazırlanıyorsunuz?
“Ben bir tarihçi ya da oyuncu değilim. Bu yüzden fikirlerimi arkadaşlarıma ve takipçilerime danışıyor, sınırı aşmamaya özen gösteriyorum. Hata yaptığımda da düzeltmeye her zaman hazırım.”
-Türkiye ve sizi takip eden Türk izleyiciler hakkında genel izleniminiz nedir?
“Dünya üzerindeki en zarif ve sıcakkanlı insanlar! Yıllardır bana öyle destek oldular ki, hepsine sarılmak isterdim. 2026’da daha çok içerik üretip onlara sevdikleri şeyleri sunmak için sabırsızlanıyorum.”
Yeni aksanlar, yeni diller ve yeni hedefler
-Yeni içerikleri nasıl belirliyorsunuz?
“Takipçileri dinliyorum. Brezilya Portekizcesi, Arapça, Japonca ve Çince aksanlarını çok isteyen oldu — hâlâ üzerinde çalışıyorum. Ayrıca dil öğrenme tavsiyesi isteyen çok kişi var, bu yüzden insanların dil öğrenmeyi sevebileceği videolar hazırlamak istiyorum. Son iki yıldır üniversite sorumluluklarımdan dolayı aktif değildim. 2026’da yeniden içerik üretimine tam zamanlı dönmek istiyorum. Takipçilerim bunu hak ediyor.”
“Her şey bir Türk’ün tek bir cümlesiyle başladı…”
-Hesabınızın ortaya çıkış hikâyesi nedir?
“Tuhaf ama The Language Blondie hesabının ortaya çıkmasını sağlayan kişi inanılmaz bir Türk kadını olan Sinem’di. 2022’de çalıştığım bir basketbol şampiyonasında hakemdi. Türkçe konuşma yeteneğim onu çok etkilemişti ve bir gün bana şunu söyledi: ‘Sahip olduğun şey inanılmaz nadir, bununla bir şey yapmalısın. Ciddiyim, yeteneğini harcama.’
İşte o cümle her şeyi değiştirdi. İyi ki varsın Sinem.”
——
Röportaj boyunca fark ettiğim en önemli şey, Teona Sima’nın yalnızca çok dilli bir fenomen ya da viral videoların yıldızı olmadığıydı. Onu özel kılan asıl şey, milyonlara ulaşan bir içerik üretici olmasına rağmen tek bir an bile kibir taşımayan, sorularımıza büyük bir nezaketle yaklaşan, içtenliği gözlerinden okunan bir karaktere sahip olması.
Sosyal medya dünyasında ün, çoğu zaman kişiliğin önüne geçer. Ama Teona’nın nezaketi, alçakgönüllülüğü ve insanlara duyduğu gerçek sevgi, onun parlayan yeteneğini daha da değerli kılıyor.
2026’da yeniden aktif olarak içerik üretmeye dönecek olması, hem Türkiye’de hem de dünya çapında onu seven yüzbinlerce insan için şimdiden heyecan verici.
Teona Sima’yı biraz daha yakından tanıdık… Bundan sonrası ise belli:
O, aksanların büyülü sesi olmaya devam ederken biz de keyifle izlemeye devam edeceğiz.
İrem Laçinkaya – UNİ Haber Ajansı Balkan Temsilcisi

























