İzmir’in farklı semtlerinde ortaya çıkan “Ölünce Beni Kim Yıkayacak” reklamları görenleri duraklattı, meraklandırdı ve hatta oldukça huzursuz etti.
Bilmiyorum siz gördünüz mü ama İzmir’in dört bir yanındaki bilboardlarda ve LED ekranlarda Ölünce Beni Kim Yıkayacak? sorusu yankılandı. Akşama doğru sosyal medyada da, Konak Meydanı’ndan Alsancak’a, Bostanlı’dan Karşıyaka’ya kadar bu sorunun dış mekân reklamlarda öne çıktığı görüldü.
İzmirliler endişelendi. Zira bu cümle; tarikat sözcülerinin, düşüncelerini beğenmedikleri insanlara atıfta bulunarak kullandıkları o tatsız, tehditkâr cümlelerden biriydi: Ölünce seni kim yıkayacak? Cenazen nereden kalkacak?
Böyle bir mesajın İzmir gibi bir kentte yükselmesi haliyle tedirginlik yarattı. “Yoksa bu reklamları tarikatlar mı verdi?” diye soranınız olduysa yalnız değilsiniz. Zaten olayın akışı da tam burada garipleşti.
Bu reklamı kim yayınladı?
Bilgi almak için Konak Meydanı’ndaki LED panonun sahibi olan Kent Vizyon firmasını aradık. Kendimizi tanıtarak, gayet doğrudan ve net sorduğumuz soruya gelen cevaplar tam anlamıyla talihsizdi. Firma görevlisi telefonda adeta fırça atar gibi “Bu bilgiyi ne yapacaksınız? Sizce biz İzmir’de sizin düşündüğünüz gibi bir reklama izin verir miyiz?” diye agresif cevaplar verdi. Hatta sanki bu soruyu sormak bile ayıpmış gibi terslemeye kalktı. Anlaşılan reklam firmasının görevlisi soru sorulmasına alışkın değildi. Ya da işinin sorumluluğunun bilincine henüz varamamış ki telefonu kapatırken de garip bir ses tonuna büründü.
İşin aslı sonradan ortaya çıktı
Mesele sonradan anlaşıldı. Meğerse bu çarpıcı ve rahatsız edici slogan, TRT’nin dijital platformu TABİİ için çekilen, başrolünde Ahmet Kural’ın oynadığı Gassal adlı dizinin reklamıymış (bu bilgiyi de aradığım firmanın aynı yetkilisinden aldım. Hakkını yemeyeyim şimdi).
Böylece gizem çözüldü, ancak yine de kötü bir koku kaldı dimağımızda . Reklamın mesajını, tonu ve yanıltmaktan beslenen bu iletişim kampanyasını eleştirmemek mümkün değil. Neticede içinden geçtiğimiz dönem ve sosyal medyada sürekli olarak dönen tehdit ve aşağılamalar karşısında İzmirlilerin tedirgin olması gayet normaldir. İzmir’de halk reklam panosunda da olsa, bu tip sorulara alışık değildir. Hele ki bunu Konak Meydanı’ın orta yerinde LED ekranda gördüğünde…!
Son sözü reklamlara, dizilere ve kampanyalara imza atanlara söyleyelim: Kendi hikayenizi anlatın ama bunu ölümün arkasına gizlenerek yapmayın. “Demek ki reklam amacına ulaşmış” klişesinin arkasına da sığınmayın. Yarattığınız tedirginlik ters teperse onca emeğe yazık olur.