Ege Denizi’nden gelen o sarsıcı titreşimler ve son bir hafta içinde gerçekleşen 500’ün üzerinde deprem hayatımızı yeniden sorgulamaya itti. Bu deprem dalgası, yalnızca Ege Bölgesi’ni değil, tüm Türkiye’yi derinden sarstı. Uzmanların açıklamaları toplumsal paniği tetiklerken, insanların gece yatarken akıllarındaki tek soru şuydu: “Ya uykudayken depreme yakalanırsak?”… Birçoğu, bir sabah kalktığında evlerinin ayakta kalıp kalmayacağını, ertesi gün tekrar uyanıp uyanamayacağını düşünüyordu. Sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan “deprem bir meselesidir” açıklaması yaptı. “Şehirlerimizi dayanıklı şehirler hale getirmekten başka meselemiz bulunmuyor” diye de ilave etti. Hemen ertesi gün Ege Bölgesi’ndeki büyükşehirlerin belediye başkanları ortak bir toplantı düzenleyip acil eylem planı açıkladılar.
Deprem, hemen yanı başımızda oluşan 500 küsur sarsıntıdan sonra gündemimize girdi ama, Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız 1 yıldır, her yerde “Benim önceliğim deprem,” diye haykırıyordu. Hatta adaylığının açıklandığı ilk gün bile… Daha koltuğa oturur oturmaz boğazına yapışan vergi ve SGK borçlarına rağmen, Çiğli’deki en riskli bölgelerdeki kentsel dönüşüm çalışmalarını hızlandırmak, halka güvenli yaşan alanları kazandırmak için adımlar atmaya başladı. Ancak, bu hikaye sadece bir liderin sözlerini yerine getirmesinin ötesinde, bir şehrin geleceğine dokunma çabasıydı.
Çiğli’deki Dağ Mahallesi’nde, mahalle sakinleriyle bir araya gelip, “Burada kentsel dönüşüm yapılacak.” kararı aldı. Ne maddi imkanları fazlaydı, ne de ortam çok elverişliydi. Ama halkın güvenliği, her şeyden daha değerliydi. “Burada yaşamaya devam eden insanlarımızın mağduriyetini önleyelim, ve hak kaybı yaşamasınlar” diyerek TOKİ ile görüşmelere başladı. Şimdi TOKİ’den cevap bekleniyor. Dağ Mahallesi için çağdaş ve güvenilir bir yaşam alanı için geri sayım başladı.
Sonrasında Köyiçi, Güzeltepe, Ataşehir… Her biri, Yıldız’ın gözünde farklı bir öncelikti. Her biri, farklı bir hayalinin parçasıydı. Seçim mitinglerinde, “Kentsel dönüşümün aciliyeti”ni defalarca dile getirirken, o cümlelerin arkasında, halkına ve kentine duyduğu derin sevgi vardı. Kentsel dönüşüm, yalnızca binaların yenilenmesi değil, güvenliğin, umudun ve yeni bir yaşamın temellerinin atılmasıydı onun için.
Geçtiğimiz gün Çiğli Belediye Meclisi’nde sitemini tekrarladı; “Kasaplar Meydanı’nda yürürken bir çok soruyla karşılaşıyorum ama kimse bana depremle ilgili tek soru sormuyor” diye ve Köyiçi, Güzeltepe ve Ataşehir mahallelerindeki projeleri hayata geçireceğini tekrarladı. O elbette 250 Bin nüfuslu bir ilçede bir çok sorunun çözümüne kafa yoruyordu ama depreme dayanıklı bir Çiğli yaratma düşüncesi her şeyden önce geliyordu. Çünkü o 2 yıl önce 5-6 Şubat depremlerinde karşılaştığı manzarayla, çocuğukluğunu, gençliğini geçirdiği sokaklarda karşılaşmak istemiyordu.
Bugün, kamuoyundaki hareketliliğe bakılırsa, Yıldız’ın sorunları nasıl doğru tespit ettiğini ve ne kadar mahir bir şekilde çözüm ürettiğini gösterdiğini görebilirsiniz. Tüm Türkiye, depremin tehdidi altında kalırken, Onur Emrah Yıldız bu tehditleri yıllardır “felaketlere hazırlıklı olmalıyız” diyerek Çiğli halkına anlatmaya devam ediyordu. Şimdi, herkes konuşuyor, herkes çözüm arıyor. Ama Onur Emrah Yıldız, 1 yıldır önemli adımlar atıyor.
Sonuç olarak, Onur Emrah Yıldız, popülist söylemler yerine halkının güvenliğini ve huzurunu ön planda tutarak, kısa vadeli kazançlar peşinde koşmak yerine uzun vadeli çözüm odaklı bir yaklaşım benimsiyor ve, Çiğli’nin geleceğini sağlam temeller üzerine inşa etmeye çalışıyor. Zaman Başkan Yıldız’ı haklı çıkardı ama hayallerini gerçekleştirme fırsatı da sunar diye umut ediyorum. Bu hepimizin yararına olur.