Bugün, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü. Engelliler Günü kapsamında televizyonlarda, gazetelerde ve billboardlarda bolca karşılaştığımız içerikler genellikle kurumların ya da firmaların engellilerin yaşamlarını kolaylaştırmak adına yürüttükleri projeler ve çalışmaları ön plana çıkartarak, engellilere duyulan destek ve dayanışmayı vurgular nitelikte. Ancak, bu görsel ve yazılı içeriklerin ötesinde, gerçekten engellilerin günlük yaşamda karşılaştığı zorluklara ne kadar etkili bir çözüm sunuluyor mu? Gerçekten onlara yaşama dahil etmek için hepsi ellerinden geleni yapıyor mu? 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde engellilerin sorunlarını ve taleplerini Tüm Engelliler İçin Engelsiz Bir Dünya Derneği Başkanı Mehmet Aslan’a sorduk.
“KABULLENMEM ZOR OLDU”
Ege Yenises: Merhaba. Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Mehmet Aslan: Merhabalar. Ben Mehmet Aslan. 1988 yılında geçirdiğim bir trafik kazası sonrası engelli konumuna düştüm. Tabii ki bu süreç hiç kolay olmadı. Öncelikle bunu kabullenmem çok zordu. Artık eskisi yürümeyecek olmak, bedeninizin bir uzvuna hakim olamayacak olmak kabullenmesi zor bir şeydi. Rehabilitasyonlar, hastane hastane koşturup, geçirilen ağır ameliyatlar ve de dediğim gibi durumu kabullenmeye çalışırken yaşanan psikolojik buhran… Hiç kolay olmadı. Serüven burada da bitmedi; 1990 yılında Moskova’ya 67 no’lu hastaneye kadar varan bir tedavi süreci yaşadım. En sonunda Ankara rehabilitasyon Hastanesi’nde de tedavi gördüm. Ve şimdi bu şekilde yaşamıma devam ediyorum.
BİRBİRİMİZDEN GÜÇ ALIYORUZ”
Ege Yenises: Peki bu zor süreçte umutsuzluğa kapıldığınız, mücadeleyi sürdürecek gücü kendinizde bulamadığınız oldu mu hiç?
Mehmet Aslan: Zaman zaman oldu tabii. Anlattığım gibi kolay zamanlar değildi. Ama umut hep galip geldi. En sonunda “hayatta umutsuz durumlar yoktur umutsuzluk besleyen insanlar vardır” anlayışıyla, Çiğli’deki engelli arkadaşlarımızla bir araya gelerek dernekleştik. Artık birbirimizden de güç alıyoruz ve birlikte mücadele ediyor olmak bizi daha güçlü kılıyor.
“TOPLU TAŞIMADA ŞOFÖRLERİN
SÖZLÜ ŞİDDETİNE MARUZ KALIYORUZ”
Ege Yenises: Ne kadar güzel bir oluşum. Peki şehir hayatında en sık yaşadığınız sorun ne oluyor? Bu sorunları ilgili makamlara ilettiğinizde bir muhatap bulabiliyor musunuz?
Mehmet Aslan: Metropollerde mimari ve toplu taşıma olmak üzere birçok sorunumuz var. Mimari derken kamu binaları engellilerin ulaşımını kolaylaştıracak yapıda değil. Alışveriş yaptığınız yerlerin bile çoğunda engelli rampası yok.
Mesela ilçemizde Gençlik Spor İl Müdürlüğü’ne ait bir spor salonumuz var. Buradaki herhangi bir spor organizasyonu izlemek istesek izleyemeyiz, çünkü engelliler için bir rampa tasarlanmamış. Bugün İzmir’in her yerinde yürüyen merdivenli üst geçitler var. Ne kadar güzel ne kadar modern bir uygulama değil mi? Bizim bu üst geçitleri kullanabilmemiz için geçitlere asansörler dizayn edilmiş ama gel gelelim ki şehirdeki üst geçitlerin çoğunda asansörler bozuk. 5 milyonluk bir şehirde yolun karşısına geçme imkanı bulamayabiliyoruz. Bununla beraber yönetimlerce çözümlenmesi gereken sorunlarımız maalesef hala devam ediyor. En basitinden toplu taşımada otobüs şoförlerinin sözlü şiddetine maruz kalmak gibi… Bizim otobüse binebilmemiz için doğal olarak otobüsün bizim binişimizi kolaylaştıracak şekilde yanaşması ve engelli rampasının açılması lazım. Fakat bunu talep etmemize bile tahammül edemiyorlar. Mesela kaldırıma yanaşmalarını istediğimizde ya da engelli rampasını açmasını istediğimizde şoförlerin sözlü şiddetine maruz kalıyoruz. Hep “sosyal devlet, modern ülke, çağdaş belediyecilik” naraları atıyoruz ya, işte bunun ölçütü ülkede yaşayan dezavantajlı gruplara verdiği önem ve onlara sağlanan kolaylıklardır. Medeniyet bununla ölçülür. Maalesef biz söylenenlerle gerçeğin aynı olmadığının farkındayız.
“SORUNLAR HALA DEVAM EDİYOR”
Ege Yenises: Belediyelerin Engelli Masaları sizin ihtiyaçlarınıza cevap veriyor mu? Bu birimlerden ne gibi destekler alıyorsunuz?
Mehmet Aslan: 5378 sayılı engelliler konusunda erişilebilirlik yasasının uzatılmasında bile 2005’ten bu yana hala bu tür sorunlar maalesef hala devam etmekte. Çözüm neticesine tam anlamıyla ulaşılamamaktadır.
METİN SOLAK’TAN SONRA
İLGİLENEN OLMADI
Ege Yenises: Engelli bireylerin sosyal hayata katılımını artırmak adına neler yapılabilir? Mesela sosyalleşmenin bir adımı spor yapmanız için İzmir’de yeteri kadar spor kulübü, spor alanı, organizasyon var mı?
Mehmet Aslan: Her şeyden önce engelliler bağımsız bir şekilde, kimseye muhtaciyet duygusunu yaşamadan hayatını devam ettirebilmeli. Bu anlamda bizim bir “Yaşam ve Rehabilitasyon Merkezi” projemiz vardı. Engellilerin sosyallaşebileceği, becerilerini geliştirebilecekleri günlük yatılı bir merkezin oluşturulmasının gerekli olduğunu belediyemize bildirip, Çiğli’nin Evka 5 Mahallesi’nde atıl durumda olan 1800 metrekarelik bir yer bulup, engelli eğitim ve kültürel merkez için projemizi dönemin Çiğli Belediye Başkanı Sayın Metin Solak’a sunduk. Bu projemizde içinde engellilerimizi ring araçlarıyla kültür merkezine ulaşımı da planlanmıştı ama o dönemden bu döneme hiçbir adım atılmadı.
SİYASETTE ENGELLE KARŞILANDI
Ege Yenises: Temsiliyet konusundan yeterli özenin gösterildiğini düşünüyor musunuz? Siyasette Engelliler için belirlenen kontenjanların uygulamasında samimi davranıldığını düşünüyor musunuz?
Mehmet Aslan: Kesinlikle samimi bulmuyorum. Hepsi göstermelik. Benim bu konuda bir tecrübem var; 2014 yılında Çiğli Meclis Üyeliği Adaylığı için CHP’den temayül yoklamasına katıldım. Bütün yapılan ayak oyunlarına rağmen listeyi delip girdim. Fakat benim yerime o dönem engelsiz bir arkadaşı koydular. O yüzden samimi bulmuyorum açıklanan kontenjanları. Bugün meclisimizde engellilerin sorunlarını meclise taşıyacak kaç tane milletvekili var? Yaşadığımız il ve ilçenin belediye meclislerinde kaç tane engelli var? Bu kontenjanlar sadece kendilerini duyarlı göstermek için açıklanıyor ama maalesef uygulanmıyor.
Ege Yenises: Bu güzel röportaj için size teşekkür ederiz. Gününüz tekrardan kutlarız.
Mehmet Aslan: Ben teşekkür ederim.