Futbolumuza, bu güne dek kim ne kattı bunu bir düşünelim.
Aklıma gelenler ; Didi, Brian Birch, Derwall ve iltisaklı Mustafa Denizli, Kalli, Gordon Milne, Parreria, Piontek ve iltisaklı Fatih Terim, Daum, Zico, Lucescu ile Gerets deyip listeyi kapatayım.
Bu futbol adamlarının ortak özelliklerine baktığımızda liyakat sahibi yabancı olduklarını görüyoruz.
Yaşam alanlarının spor tesislerine uzaklığı, beslenme, dinlenme, geçim derdi, eğitim gibi temel etkenler sporcu gelişimini olumsuz manada etkiliyor.
En basit bir örnek: Norveç somonuyla beslenen İskandinav öğrenci ile simit ayranla öğün geçiren öğrencimiz bir olabilir mi ? Hiç kitap okumamış, yabancı dil bilmeyen, askeri ücretle ayı zor getiren, stres altında yaşayan birisinin çabaları spor aktivitesine ne kadar etki eder ?
Bu iklimde yetişen bir futbolcu kariyere mi bakar ? Aidiyete mi ? Gelişime mi ? Paraya mı ?
Gurbetçi lejyonerlerimiz olmasa futbolumuz çökmüş durumda.
Kendini geliştirmeyen, analiz yapmayan, çağdaş futbolun gerisinde kalan ,20-25 senedir ligimizde görev alan teknik adamlarımızdan gelişim bekleyen varsa; Yarın güneşin batıdan doğmasını beklesin !
Fernando Santos, Van Bronchorst ve Ole G.Solskjaer’i kovup; Sergen YALÇIN’ın başaracağını düşünenlere gülüp geçmekle birlikte, Rıza ÇALIMBAY ve benzeri teknik adamlarımızın senelerden beri ne kattığını bilen var mı ?
Thomas Reis’in Samsun’da, Stoilov’un Göztepe’de yaptıklarını görenlere de buradan selam olsun.
İskandinav kökenlilerin futbol adamlarına hep olumlu bakmışımdır. Mesela Göztepe Başkanı Ankersen’i TFF Başkanı yapıp tüm kurulları liyakat sahibi yabancı profesyonellere bıraksak, çok farklı sonuçlar alırız.
Kısacası biz futbolu yönetemiyoruz ve geliştiremiyoruz !
Bari iyi yöneteceklere devredelim olsun bitsin.
























