Bir sabah annem önüne koyduğum çorbayı içerken kafası tepsiye düşüverdi. Yutkunmayı unutmuştu. İki gün yoğun bakımda kaldı. Hastane odasındaki pencereden Balçova’nın eteklerindeki ormana bakarken uzayan o sessizlikte birden hiç denemediğim bir şeyi yapmaya karar verdim;Yazmak. İzmir’in aşk masallarını yazmak.
Annem babasız büyütmüştü beni. O derin sevgi boşluğuna da mitoloji sevgisini serpiştirivermişti. Radyo programlarında yazdığım şiirleri seslendirirdim.
Sen imbatın dansı
Sen yosun kokusu
Ah! Aşksın İzmir
Denize inen sokaklarından
Huzur denizle buluşur
Martılar, vapurlar ve masmavi bulutlar
Benden selam söyleyin aşkın rengine.. “
Semra İğtaç bu satırlarla başlıyor “İzmir’in Aşk Masalları” kitabına. İğtaç hani derler ya 9 elinde 10 marifet. Öyle insanlardan. İzmir’in kalbi Konak’ta doğan, enerjisini ilk adımlarını attığı Doğan Akat İlkokulu’nda bulan ve bu coşkuyu orta öğretim döneminde Şehit Fethi Bey Lisesi’nde zekâsıyla harmanlayan bir gazeteci, bir radyo-televizyon emekçisi. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi radyo-televizyon bölümünden başarıyla mezun olduktan sonra TRT İzmir’de televizyonculuk alanında deneyim kazandı ve yerel radyo/ televizyonlarda iz bırakan programlar yaptı. Sosyal sorumluluk konusunda aktif çalışmalar yürüten, aktif siyasete soyunan İğtaç’ın ödüllerle süslenen kariyerinde, antik çağ tarihine olan tutkusu kaleminden dökülen kelimelerle ilk kitabında ete kemiğe bürünüyor. Ve o nefis üslubuyla kültürel değerleri canlı ve etkileyici bir şekilde okurlarının önüne seriyor. Öyle güzel anlatıyor ki masalları uyumuyorsunuz.. Uyanık kalıyorsunuz..Zamanımızda bu o denli önemli ki.
“Dünya’nın kızı Smyrna, Ay’ın kızı Tike, Güneş’in kızı Belkıs.. İzmir’in üç güzel kraliçesi, üç kız kardeşin üç güzel kızı, aşk tohumları ile yapılmış kuleden taçlarıyla bu şehri korumaya yemin etti.
Eğer gökyüzüne bakarsanız, surlu taçlarıyla (Kadifekale), elinde boynuzu( Çatalkaya) ile Tike’yi, Asası (Tantalos Tepesi) ile Belkıs’ı, ok ve yayıyla körfezi çevreleyen Smyrna’yı, yıldızların arasından daima size ve İzmir’e gülümserken görebilirsiniz. Yüreğinize aşk, huzur ve dinginliği nakşederler. Belki de İzmir’in kadınlarının güzelliği bu ana-atalardan geliyordur”.
Kitaptan sadece birkaç satır bile beni beynimden ve yüreğimden vurdu.
İzmir bu kadar mı güzel yazıya dökülür..
Prof. Dr. Erkan Sevinç
Yazarın son yazıları;