MHP’de Genel Başkan Adayı olmak istedi izin vermediler.
Seçmeni AK Parti ile CHP seçenekleri arasına hapsetmemek, merkezde milliyetçi, kalkınmacı, ülkenin ve milletin değerlerine saygılı bir parti kurmak istedi önüne türlü engeller çıkarttılar.
Partisini kurdu, engeller devam etti seçime katılmak için CHP’den milletvekili transfer etmek zorunda kaldı. Sonrasında başına gelmedik kalmadı!
Gittiği illerde salon tahsis etmediler, salonların elektriklerini kestiler, yılmadı sandalye tepelerinde halka umut olmaya çalıştı.
2019 yerel seçimlerinde AK Parti’nin gücünü kırmak 2023 seçimlerine muhalif yurttaşların umutla girmesi adına CHP ile masaya oturdu, koşulsuz şartsız destek verdi Türkiye’deki birçok büyükşehirlerin alınmasına katkı sundu.
CHP İstanbul, Ankara, Mersin, Adana gibi büyükşehirleri aldı. TKP bile il belediyesi kazanırken, İYİ Parti hiçbir il belediyesini kazanamadı.
2023 seçimleri öncesinde Altılı Masa’da kazanacak aday vurgusunu yaptı.
“Yenilgi yenilgi büyüyen zaferlere” karşı çıkan tek parti ve liderdi.
Belki gerçekler eğilir, bükülür ama asla kırılmaz.
Zaman Onu haklı çıkardı.
Bir koltuk sevdasına kapılanlar ülkeyi uçuruma sürükledi.
Daha alt alta yazılacak o kadar çok şey var ki.
Ama burada kalsın!
Geldiğimiz nokta itibariyle bugün İYİ Parti, yerel seçimlere ‘hür’ ve ‘müstakil’ olarak girip belediye başkan adayları çıkarması sorun oldu.
Bir siyasi partinin seçimlere girmesinden doğal ne olabilir.
İYİ Partili değilim. Kurulduğu günden bu yana da hiç oy vermedim.
Ancak İYİ Parti’ye büyük bir haksızlık yapılıyor.
Bu ülkenin muhalif seçmeni 12 seçim üst üste kaybetmiş genel başkanlara “ülkenin umudu” gözüyle baktı.
Bu ülkedeki muhalif seçmeni Atatürk’e hakaret eden, Sivas katliamcılarını savunan, laiklik, cumhuriyet ve demokrasi karşıtlarına oy verdi; hem de ‘Halil İbrahim Sofrası’ safsatasıyla.
Bu ülkenin muhalif seçmeni ilçesinde gönlündeki ismin aday olmasını beklerken bir gece ansızın “ithal adayla” karşı karşıya kaldılar; hem de değişim getirdiklerini iddia edenlerin verdiği kararla.
Meral Akşener’e kızalım, eleştirelim, yargılayalım.
Bu demokratik ülkelerde yaşayan yurttaşların en temel hakkı.
Ancak evimizin önünü de süpürmeyi ihmal etmeyelim. Gerçeklere gözümüzü kapamayalım.