Bu başlığı espri amacıyla attım, hemen tepki göstermeyin!
Asıl eleştirdiğim konu, kadınlarla ilgili önemli günlerin ya da önemli etkinliklerin, bazı radikal feminist gruplarca erkek düşmanlığına dönüştürülmeye çalışılması ve bunun günden güne normalleşmeye başlamasıdır.
Feminizm kavramının bu radikal kesimler tarafından erkek düşmanlığına evrilmeye çalışılması, her şeyden önce mücadelenin özüne zarar veriyor. Feminist hareket, kadınların eşit haklara sahip olmasını amaçlarken, radikal yaklaşımlar erkekleri dışlayarak, misandriyi (erkek düşmanlığını) normalleştirirken, kadın-erkek çatışmasını da derinleştirerek toplumsal uzlaşmayı zor hale getiriyor.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’de zaten erkeklere karşı değil, adaletsiz sistemlere karşı verilen bir mücadelenin sonucudur. 1857’de New York’ta tekstil işçisi kadınlar, düşük ücretler ve kötü çalışma koşullarına karşı greve gittiklerinde, erkekleri reddetmek için değil, eşit haklar ve daha insanca çalışma koşulları için seslerini yükselttiler. Bu tarihi gerçek, kadın hakları mücadelesinin erkeklere karşı değil, toplumsal adalet için verildiğini göstermiyor mu?
Toplumsal şiddetin büyük bir kısmının faili erkekler olsa da, bunun nedeni erkek olmaları değil, toplumun yanlış yetiştirme pratikleridir. Küçük yaşlardan itibaren erkek çocuklara duygularını bastırmaları ve sert olmaları gerektiği öğretilirken, empati ve şefkat gibi değerler geri plana atılıyor. Bu da yetişkin bireylerde şiddete eğilimli bir zihniyetin oluşmasına neden oluyor. Yani aslında erkeği şiddete götüren cinsiyeti değil, yanlış toplumsal kodlamalar ve eğitim eksikliği oluyor.
Ama bakın, ettiğim bunca şikayetten sonra dün katıldığım bir etkinlik bana umut verdi. Çiğli Belediyesi’nin düzenlediği Yerel Eşitlik Eylem Planı Lansmanı’na konuşmacı olarak katılan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Asu Kaya’nın “Biz insan hakları mücadelesini olduğu kadar, kadın hakları mücadelesinde eşitlikçi erkek yoldaşlarımızla yapıyoruz” söylemi çok hoş ve umut vericiydi. Kaya’nın erkekleri dışlamak yerine, kadın mücadelesine destek veren, eşitlikçi yoldaşlar olarak nitelendirmesi, toplumsal eşitlik fikrini güçlendiren bir tavır oldu bence. Kadın haklarının sadece kadınlar tarafından savunulacak bir mesele olmadığı, toplumun tüm kesimlerinin ortak bir şekilde bu mücadeleyi desteklemesi gerektiği gerçeği Kaya’nın ağzından inci gibi dökülüp, karşılığını buldu. Erkeği bir hedef olarak gösterip, vurguyu sürekli “erkeklik” üzerine yapmaktansa, bu tür kapsayıcı ve birleştirici yaklaşımlar, cinsiyet eşitliği mücadelesinin başarısını artıracak, kadın-erkek arasındaki kutuplaşmaları azaltacaktır. Asu Kaya’nın yaptığı gibi kadın haklarının insan hakları olduğu anlayışının yaygınlaşması, erkeklerin de bu sürecin bir parçası olmalarının teşvik edilmesi, toplumsal dönüşüm açısından büyük bir öneme sahiptir ve bu tür söylemler arttıkça, toplumda cinsiyetler arası iş birliği gelişecek ve daha sağlıklı bir toplumsal yapı inşa edilecektir.
Ayrıca, cinsiyet eşitliği konusuna hassasiyetle yaklaşan ve dünkü etkinliği düzenleyen Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız’ı da tebrik etmek gerekir. Cinsiyet eşitliği konusunda sürekli çalışmalar yapan ve bunu kendi yönettiği kurumda da uygulamaya sokan Yıldız’ın, eski eşi tarafından silahlı saldırıya uğrayan Özge Polat’ın adını bir kütüphaneye vererek kadına yönelik şiddete karşı net bir duruş sergilemesi bütün belediye başkanlarının örnek alması gereken bir davranış. Kadın hakları konusunda gösterdiği duyarlılık ve Asu Kaya gibi kapsayıcı söylemleri destekleyen önemli kişileri etkinliklere davet etmesi, yerel yönetimlerin de toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda ne denli katkı sağlayabileceğini gösteriyor. Bu tür bilinçli ve duyarlı yaklaşımlar arttıkça, toplumsal eşitlik mücadelesinin daha da güçleneceğine inanıyorum.
Son olarak sözlerimi aktivist bir oyuncu olan Emma Watson’un Birleşmiş Millletler’de oturumunda dile getirdiği “Kadın erkek eşitliği bir kadın meselesi değil, bir insanlık meselesidir. Kadınlar ve erkekler omuz omuza vermedikçe gerçek eşitlik sağlanamaz.” sözleriyle tamamlamak istiyorum.
8 Mart Kadınlar Günü’nü şimdiden kutlarım.